Meme Estetiği
Bize Ulaşın
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için bize ulaşın.
Paylaş
Op. Dr. Şükrü İşler
Jinekomasti, erkeklerde aşırı meme gelişimi olarak tanımlanır. Çeşitli sağlık problemlerinden kaynaklanan bu rahatsızlık, erkeklerde kadın tipi meme dokusunun gelişmesidir. Halk arasında erkeklerde meme küçültme operasyonu olarak da bilinen Jinekomasti sözcüğü, Yunancada kadınsı anlamına gelen gynec kelimesi ve meme anlamına gelen mastos kelimesinin birleşiminden türemiştir. Bu alanda yapılan araştırmalara göre, her üç erkekten biri jinekomasti rahatsızlığından muzdariptir. Bebeklerde ve ileri yaş grubunda da görülebilen meme büyümesi, en yaygın olarak ergenlik döneminde kendini göstermektedir.
Jinekomasti, kişinin hem sağlığına hem de öz güvenine zarar veren bir rahatsızlıktır. Zira bu durumdan muzdarip bireyler, kendilerini sıkıntıya sokmakta ve utandıkları için sosyal ortamlardan olabildiğince uzak durmaktadır. Uzun zamandır var olan jinekomasti hastalığının ise kendiliğinden gerilemesi genelde söz konusu değildir. Bu tip durumlarda cerrahi müdahale gereklidir.
Jinekomasti kendiliğinden düzelmezse ya da bireyin hayat kalitesini etkileyecek kadar ciddi ağrı, hassasiyet veya psikolojik sorunlar yaratırsa tedavi gerekebilir. Uygulanan tedaviler ilaç kullanımı veya cerrahi müdahale şeklinde olabilir.
Jinekomasti için yaygın olarak kullanılan iki farklı cerrahi müdahale yaklaşımı vardır.
Liposuction, yani yağ emme ameliyatında cerrah sadece meme yağını alır, ancak meme bezi dokusunu geride bırakır.
Mastektomi türü cerrahi müdahalelerde ise meme bezi dokusu cerrah tarafından bütünüyle çıkarılır. Bu ameliyat genellikle sadece küçük kesiler kullanılarak yapılır.
Jinekomasti tedavi sürecine başlamadan evvel, bu rahatsızlığın altında yatan bir hormonal bozukluğun olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bundan dolayı, jinekomastinin varlığından şüphe ediliyorsa vakit kaybetmeden bir endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Uzman bir hekim tarafından yapılacak cerrahi müdahale, jinekomasti tedavisinde en etkili yöntemdir. Cerrah tarafından yapılan incelemeler sonucunda, nasıl bir müdahale yapılacağı kararlaştırılır. Bu aşamada da jinekomastinin farklı sınıflandırılmalarına karşı farklı metotlar kullanılabilir. Bu sınıflandırmaları ve çözüm olarak sunulan yöntemleri şu şekilde ifade edebiliriz:
Karışık tip jinekomasti söz konusu olduğunda, glandüler doku ve yağ dokusu fazlalığı mevcuttur. Bu noktada, cerrahi müdahale ile birlikte yağ alma işlemi (liposuction) uygulanır.
Glandüler tip jinekomasti söz konusu olduğunda, sert meme dokusu ağırlıktadır ve bu dokunun cerrahi müdahale ile çıkartılması gerekir.
Yağlı tip jinekomasti söz konusu olduğunda, yağ dokusu ağırlıktadır ve bu durum sadece yağ alma işlemi (liposuction) ile tedavi edilebilir.
Jinekomasti ameliyatı öncesi dönemde 10 gün süreyle aspirin alınmaması, yeşil çay, E vitamini ve benzeri kan sulandırıcıların içilmemesi önerilir. Ayrıca hastanın geçmişindeki önemli rahatsızlıklar ve sürekli kullandığı ilaçlar varsa mutlaka doktora bildirilmelidir. Ameliyattan 8 saat öncesi yemek ve su alımı durdurulur. (genel anestezi alınacağından)
• Ameliyatın ardından ilk 2-3 gün hastaların dinlenmesi tavsiye edilir. Hastalar ameliyatın ardında yürüyebilir durumdadır ancak dinlenmeleri, iyileşme sürecinin hızlanması açısından önemlidir.
• Ameliyattan sonra hastaların 3 haftalık süre ile korse takması gerekir. Bu korse, doktorun izni ile çıkarıldıktan sonra, gündüzleri ve spor yaparken yani ağır aktiviteler sırasında 6 hafta kadar daha kullanılmalıdır.
• Hastaların ameliyatın ardından günlük yaşamlarına dönmeleri için bir hafta beklemeleri gerekir. Bu bir haftanın sonunda hafif egzersizler ve yürüyüşler yapılabilir ancak hastaların kendilerini zorlayacak hareketlerden kaçınması gerekir.
• Hastaların genellikle ilk üç ay boyunca ameliyat bölgesini güneş ışınlarından koruması gerekir.
• Ameliyatın ardından ödem ve şişlik görülmesi normal kabul edilir. Bunlar, bir hafta içinde kendiliğinden geçecektir.
• Ameliyatın 3. günü hastalar, banyoda uzun kalmamak şartıyla duş alabilir.
Jinekomasti sorunu, ameliyat ile tamamen ortadan kalkar ve genellikle tekrarlamaz. Ancak hastaların çok fazla kilo alması ile sadece yağlanmaya bağlı olarak yeniden meydana gelmesi ihtimali vardır.